Sunday, December 28, 2008

sırılsıklam

sırılsıklam olmak ne demek? kelimeyi cüzlerine böldüğümüzde bir mana ifade ediyor mu? ilk bakışta ikileme gibi duruyor ama sırıl ve sıklam kelimelerine hiç bir anlam veremiyorum. bunu dilcilere sormak gerek. ikisi birleşince zihnimizde oluşan mana ıpıslak olmaktır. aslında bu mefhum daha uygun. ancak sırılsıklam kelimesinin fonetiği daha hoş. ayrıca aşık olmak için de kullanılıyor ancak bu mecaz olsa gerek. bizim anlamamız gereken baştan ayağa ıslanmaktır.
bugün mandalinanın mesajıyla gözlerimi açtım. kursta bir blok dersi kaçırmıştım. hemen çıktım. dışarda yağmur. ilk otobüse bindim ve çamlıca taraflarındayken gelen telefon gezi için kurstan ayrılacaklarını iletti. yola çıktıkları için beni yoldan almayı uygun bulmuşlar. indim hemen. güllüoğlu baklavacısının önünden alındım. kursça kadıköye indik. soğuktu. vapurdan inen insan yığının fotoğrafını çektik. sonra vapura bindik. kimsenin dışarı çıkmaya cesaret edemeyeceği kadar soğuk. biz kursça martı fotoğrafı çekmeye çalışıyoruz. komikti. inip Yeni Camiiye girdik ve biraz ısındık. sonra Sirkeci'de ev yemekleri yapan bir lokantaya girdik. pilav kötüydü, çay soğuktu. yağmur şiddetli. rotamız belirsiz. Arkeoloji müzesini teklif ettim. kabul edildi ancak müze kartı olmayan ve almak istemeyenler kapıdan dönünce kursça geri döndük. Sultanahmet'e gidiyoruz. makinelerimiz ıslanmasın diye çıkartmasak da sonunda dayanamıyor, şemsiyelerle fotoğraf çektiriyoruz. mandalina biz deli miyiz? diye soruyorum. neden takıldığıma hiçbir anlam veremeden grubu takip ediyorum. Cami içerisinde epey fotoğraf çekiyoruz. ilk defa manuel modda çekim yapıyorum. çok zevkli birşey. kubbenin tam altına oturmuş fotoğraf çeken bir grup komikti. gitmeliyiz. cami sıcak dışarı çıkmak istemiyorum. arkadaşın aldığı sahlep içimi ısıtmıyor. tramvayda eylemden dönen arkadaşlara rastlıyorum. kadıköye dönüyoruz. mandalina prensiplerine bağlı kalıyor. peşinden gidiyorum. otobüse biniyoruz. şimdiki hedefimiz altunizade. said halim paşa progamına gideceğim. yağmur şırıl şırıl. trafik tıkalı. yol 1 saatten uzun sürüyor. hesapta olmayan trafik yüzünden gecikiyorum. mandalina ile vedalaşıyoruz. geciktiğime üzülmüyorum çünkü ilk konuşmacı hiç sarmıyor. ayaklarım üşüyor. çünkü sırılsıklam. said halim paşa islamcı mı değil mi? bir entelektüel ve Batı'ya bağımlı değil düşünürken. öyleyse neden fransızca yazdı? bunu sormak isterdim. hemen çıktım. akşamın soğuğu. yağmur ve lodos. inşallah hastalanmam.

No comments:

Post a Comment